Küçük Meryem, sadece 5 yaşında, ancak karşılaştığı zorluklar onu çok daha olgun bir birey haline getirdi. 25 kilogramdan 10 kiloya düşen bu minik kız, açlıkla sarsıcı bir mücadele veriyor. Türkiye'nin sosyal sorunlarına dikkat çekmek amacıyla gündeme gelen Meryem'in hikayesi, birçok insanın yüreğini burkuyor ve durumun aciliyetinin altını çiziyor. Bu yazıda, Meryem’in yaşadığı dramı ve açlıkla mücadelesini inceleyeceğiz.
Meryem, yaşının gerektirdiği normal kilo aralığından çok uzakta bir noktada. Çocuk doktorları, sağlıklı bir 5 yaşındaki kız çocuğunun sahip olması gereken ortalama kilonun 18 ila 20 kilogram arasında olduğunu belirtiyor. Ancak Meryem’in sadece 10 kilogram olması, onun sağlık durumu hakkında büyük bir alarm çanının çalmasına neden oldu. Yoğun yetersiz beslenme ve açlık, Meryem’in bağışıklık sistemini zayıflatmakla kalmıyor; aynı zamanda gelişimini ciddi şekilde tehdit ediyor. Çocukların büyüme dönemi, yeterli beslenmeye bağlıdır ve bu süreçte Meryem’in karşılaştığı zorluk, sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik olarak da büyük bir yük oluşturuyor.
Küçük Meryem’in yaşadığı açlık ve yetersiz beslenme, birçok noktada onun hayatını etkiliyor. Sağlıklı gelişimi için gereken vitamin ve minerallerden mahrum kalan Meryem, büyümesini olumsuz etkileyen birçok sağlık sorunu ile karşılaşma riski taşıyor. Uzmanlar, çocukların aç kalmasının sadece kilo kaybına neden olmadığını, aynı zamanda zihinsel gelişimlerinde de gerilemeye yol açtığını belirtiyor. Meryem gibi çocuklar, sosyal becerilerinden de uzaklaşarak, yalnızlaşmanın ve yahut depresif ruh halinin pençesine düşebiliyor.
Toplumun dikkatini çekmek amacıyla gündeme gelen Meryem'in dramı, sadece kendi hikayesiyle sınırlı değil; aynı zamanda açlık ve yetersiz beslenmenin Türkiye genelindeki yaygınlığını gözler önüne seriyor. Birçok aile, maddi yetersizlikler nedeniyle yeterli gıda temin etmekte zorlanıyor ve bu durum, çocukların geleceğini tehdit eden bir sorun haline geliyor. Meryem’in yaşadığı bu zor dönem, toplumun her kesimini etkileyen ciddi bir sorun olan yetersiz beslenmenin bir yansımasıdır.
Küçük Meryem’in etrafındaki toplumu bu konuda harekete geçirmek için birçok sosyal yardım kuruluşu ve sivil toplum kuruluşu çalışmalar yürütüyor. Her çocuk sağlıklı büyümeli; bu bir insan hakkıdır. Meryem, yalnızca bir örnek; Türkiye'de birçok çocuk benzer sorunlarla karşı karşıya ve bu sorunların çözümü için herkesin üzerine düşen bir sorumluluk var.
Her bireyin, açlık ve yetersiz beslenme ile milli mücadeleye katkıda bulunabilmek için harekete geçmesi, kaynakları paylaşıp toplumsal farkındalık oluşturması gerekiyor. Sosyal medya üzerinden Meryem’i ve onun gibi çocukları desteklemek amacıyla başlatılan kampanyalar, toplumun bu konu hakkında bilinçlenmesine yardımcı olabilir. Küçük Meryem gibi yüzlerce çocuğun sağlıklı bir geleceğe sahip olabilmesi; ancak bu tür toplumsal seferberliklerle mümkün olabilir.
Meryem’in hikayesi, yalnızca onun acılarını değil, böylesi travmalarla yaşamak zorunda kalan birçok çocuğun sesi olma fırsatı sunuyor. Unutulmamalıdır ki her çocuk, sağlıklı bir ortamda büyümeyi hak ediyor. Meryem ve onun gibi çocuklar için toplumsal dayanışmanın önemini anlamamız, el birliğiyle bu sorunu aşmamız oldukça önemlidir. Açlıkla mücadele, sadece bir kişiyi değil, tüm toplumu etkileyen bir meseledir. Gelin, hep birlikte bu mücadelede yer alalım ve geleceğimizin teminatı çocuklarımıza sağlıklı bir gelecek sunalım.