Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Yılmaz, anti-semitizm ile ilgili yürüttüğü değerlendirmelerde dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Yılmaz, anti-semitizmin köklerinin Avrupa'da bulunduğunu ve bu konuda yapılacak araştırmaların önemine dikkat çekerek, dünya genelinde bu nefret söyleminin nasıl oluştuğunu sorguladı. Yılmaz, bu söylemlerin uluslararası boyutlardaki etkilerinin ve sonuçlarının da gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti. Özellikle Avrupa'nın tarihsel geçmişinin, anti-semitik yaklaşımların kökenlerini anlamada kritik bir öneme sahip olduğunu belirtti.
Yüzyıllar boyunca, Avrupa'da çeşitli din ve etnik gruplara yönelen düşmanlıklar, anti-semitizmin de şekillenmesinde etkili olmuştur. Orta Çağ'dan itibaren uygulanan çeşitli ayrımcı politikalar, Yahudilere karşı yoğun bir nefretin beslenmesine zemin hazırladı. Yılmaz, “Bugün hala Avrupa'daki birçok ülke, geçmişte yaşanan bu trajedilerin bedelini ödüyor” diyerek, tarihteki önemli olaylara atıfta bulundu. Holokost'un Avrupa'daki en karanlık dönemlerden biri olduğunu hatırlatan Yılmaz, bu dönemde yaşananların sadece geçmişte kalmadığını, günümüzde de benzer duyguların yeniden canlandığını kaydetti.
Günümüzde anti-semitizmin yeniden yükselmesi, sadece Avrupa'nın değil, tüm dünyanın dikkatini çeken bir konu haline gelmiştir. Yılmaz, “Bu sorun, sadece bazı Avrupa ülkeleriyle sınırlı değil. Anti-semitizmin izlerinin Amerika'dan Asya'ya kadar uzandığı bir gerçek" dedi. Almanya, Fransa gibi ülkelerde artan anti-semitik eylemler, sosyal medyada yayılan nefret söylemleriyle daha da derinleşiyor. Yılmaz, bu bağlamda Avrupa'nın etkilerini incelediğini ve neler yapılabileceğini tartıştığını belirtti. “Anti-semitizmi sorgulamak istiyorsak, Avrupa'nın geçmişine dönmek zorundayız” diyen Yılmaz, bu sorunla mücadelede tarihi olayların ders çıkarılması gerektiğini vurguladı.
Birçok Avrupa ülkesindeki devlet yetkilileri, karşıt görüşlü sosyal gruplar ve aşırı sağcı partilerin artan popülaritesinin anti-semitizm üzerindeki etkilerini gün geçtikçe daha iyi anlamaya başladılar. Yılmaz, “Bu durumu göz ardı edemeyiz. Avrupa'da ve diğer bölgelerdeki yükseliş, sadece siyasi bir problem değil, aynı zamanda insani bir meseledir" diye ekledi. Nefret söylemleri karşısında toplumların ortak bir tavır alması, siyasi liderlerin de bu sorunu ciddiye alması gerektiğini belirten Yılmaz, “Toplumlar, bu durumu reddettiği sürece, anti-semitizm gibi sorunların üstesinden gelemeyecekler" dedi.
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Yılmaz, anti-semitizmin sadece bir yanılgı değil, derin köklere sahip bir sorun olduğunu ortaya koyarken, Avrupa'nın tarihsel bağlamının bu mücadelede ne denli önemli olduğunu vurguladı. Yılmaz, Türkiye'nin anti-semitizmle mücadelesinde diğer ülkelerle iş birliği yapması gerektiğini belirtirken, bu sorunun çözümü için ortak politikaların oluşturulması çağrısında bulundu. “Herkesin bu konuda üzerine düşeni yapması şart. Aksi halde geçmişteki hatalarımızı tekrarlamış olacağız" diyerek mesajını net bir şekilde iletti.