Geçtiğimiz günlerde, Türkiye'nin en büyük kız öğrenci yurtlarından biri olan 2500 kişilik kampüs, büyük bir yangın olayıyla sarsıldı. Olay, gün boyu pek çok kişinin burada bulunduğu saatlerde meydana geldi ve yangın sonrası bölgedeki güvenlik önlemleri tekrar gözden geçirildi. Yangın, yurt sakinleri ve yönetimi arasında büyük tedirginlik yarattı; pek çok öğrenci durum nedeniyle evlerine dönmek zorunda kaldı. Ancak, olay sadece bir yangından ibaret değildi. Bu durum, yurtlarda alınan güvenlik önlemleri ve yönetim politikaları üzerine de önemli soruları gündeme getirdi. Kız öğrenci yurtlarının güvenliği ne denli sağlanıyor?
Yangın, sabah saat 10:30 sıralarında yurt binasının 4. katında başladı. Öğrencilerin dinlenme alanında başlayan yangını görerek haber veren kız öğrenciler, acil durum tahliye butonuna basarak durumu yönetime iletti. Olay yerine kısa süre içinde gelen itfaiye ekipleri, yangını büyümeden kontrol altına aldı. Ancak, yurt yönetimi, zamanında ekiplere ulaşamadıkları yönünde eleştiriler aldı. Yangının çıkış nedeninin henüz belirlenmediği bildirildi. Ancak, öğrencilerin ifadeleri doğrultusunda, bazıları yurt içindeki elektrik aksamının eski ve yetersiz olduğunu dile getirdi.
Yangın olayının ardından, güvenlik önlemlerinin yeterliliği üzerine tartışmalar patlak verdi. Yurt yönetiminin, düzenli aralıklarla yangın tatbikatları gerçekleştirmesi ve acil durum eylem planlarını güncellemeleri beklenirken, birçok öğrencinin bu konuda bilgi sahibi olmadığı ve tatbikatlara katılmadığı belirlendi. Yurt sakinleri arasında yapılan anketlerde, %70'ten fazlasının yangın çıkması durumunda ne yapacakları konusunda tam bilgi sahibi olmadıkları ortaya kondu.
Öğrencilerin, yurt içerisindeki acil çıkış yollarını ve yangın söndürme sistemlerinin yerlerini bilmemeleri, yangın sırasında paniğe kapılmalarına sebep oldu. Ayrıca, bina içerisindeki yangın alarm sisteminin sesi duyulmadığı için bazı öğrencilerin çıkış yollarını bulmakta zorlandığı bildirildi. Bu durum, özellikle büyük bir öğrenci kitlesine hitap eden yurtlarda acil durum güvenlik önlemlerinin yeterince etkin uygulanmadığını gösteriyor.
Başta anne babalar olmak üzere, öğrencilerin güvenliği konusunda endişe duyan birçok kişi, yetkililere çağrıda bulunarak, yurtların denetlenmesi ve güvenlik standartlarının yükseltilmesi gerektiğini belirttiler. Yurt içerisinde bulunan güvenlik görevlileri, yangına müdahale konusunda eğitilmediği için de olay sırasında çaresiz kalmışlardı. Bu gibi olayların bir daha yaşanmaması adına, güvenlik protokollerinin gözden geçirilmesi zaruridir.
Yetkililerin konuyla ilgili henüz resmi bir açıklama yapmadığı öğrenildi ancak yurt bakım ve onarımlarının hızlandırılması bekleniyor. Yangının ardından bu durum iyileştirilmezse, aynı felaketi tekrar yaşamamak için öğrencilerin güvenliği amacıyla çeşitli önlemlerin alınması gerekiyor. Öğrenci yurtlarının tek bir yangın olayı ile kararan imajı, eğitim alanında da olumsuz etkilere yol açabilir.
Sonuç olarak, bu tür olaylar, yurtlarda güvenlik önlemlerinin ne denli önemli olduğunu ortaya koyuyor. Hem yurt yönetimlerinin hem de devletin, öğrenci güvenliğini sağlamak amacıyla daha ciddiye alması gereken bir sorumlulukla karşı karşıya olduğu açıktır. Yangın sonrası öğrencilerin mağdur olmamaları için, daha güvenli bir ortam sağlamak adına çözüm önerilerinin geliştirilmesi ve uygulamaların hayata geçirilmesi gerekmektedir. Üniversite yılları, gençlerin hayatlarının en kritik dönemlerinden biri ve bu süreçte güvenli bir eğitim ortamı sunmak, herkesin ortak sorumluluğudur.